Av. Ümit Arif Özsoy – TÜKETİCİ HUKUKUNDA BANKA KREDİ SÖZLEŞMELERİ

4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve “Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanması engellemez.Krediye bağlı sözleşmelerde dosya masrafı ve benzeri isimler altında yapılacak kesintilerde taraf olan tüketiciye önceden bilgilendirme yapılması zorunlu bulunmaktadır.

Kaldı ki, sözleşmeler taraflar arasında akdedilirken sözleşme hürriyeti ilkesine bağlı olarak, taraflar arasında dengesizliğe yol açacak veya taraf aleyhine olacak bir maddenin hukuken bağlayıcılığı yoktur. (4077/6)

Tüketiciden faizden ayrı olarak masraf/komisyon adı altında tahsil edilen meblağların normalde faiz oranı içerisinde dahil olması gerekmektedir. Normalde faiz oranı içine dahil bu masrafların efektif faiz oranını ucuz olduğu izlenimini verip tüketiciyi yanıltmak amacı gütmektedir.Krediye bağlı sözleşmelerde dosya masrafı ve benzeri isimler altında yapılacak kesintilerde taraf olan tüketiciye önceden bilgilendirme yapılması yasal zorunluluktur.

Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin haksız şartlar başlıklı 5. Maddesi ile bir sözleşme şartı önceden hazırlanması ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketicinin içeriğine etki edememesi durumunda sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediğinin kabul edileceği kredi verenin bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürmesi durumunda ispat yükünün kredi verene ait olduğu düzenlenmiştir.

Nitekim çok sayıda mahkeme yerel mahkeme kararı uygulaması sözleşmelerde bulunan kayıtların tüketici ile müzakere edilmediği yönündedir.Yargıtay 13.H.D.’sinin uygulaması da bu yönde gelişmektedir.

“Dosya içerisinde bulunan taraflar arasında imzalanan konut kredisi sözleşmesinin 2. maddesinde müşterinin ödeyeceği toplam borç tutarı belirtilmiş olup dosya masrafı adı altında tüketiciden herhangi bir masraf alınacağına dair hüküm bulunmamaktadır. Davacı banka taraflar arasında imzalanan tüketici kredisi sözleşmesinden dosya masrafı adı altında herhangi bir masraf alınması yolunda hüküm bulunmadığı halde tüketiciden 1.710,00 TL dosya masrafı talep ettiği ve bu paranın tüketiciden tahsil edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki sözleşmede bu paranın alınmasına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığına göre Isparta Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin tüketicinin talebini kabul ederek dosya masrafı adı altında alınan paranın tüketiciye iade etmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda tüketicinin hakem heyeti kararını icra takibine koyarak takip yapmasında da hukuka aykırı bir yönün bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.”
(Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2010/11726 E. 2011/1870 Karar)

Tüketici sözleşmelerinde yer alan müzakere edilmemiş hükümlerin temelinde yatan düşünce, sözleşenlerden birinin sözleşmenin içeriğine etki edememesi nedeniyle kendi menfaatlerini en iyi şekilde koruduğu kabul edilen yasal düzenden sapan hükümler benimsemek zorunda kalmasıdır. Sözleşme kaydı veya koşulunun haksız olup olmadığını belirlemede en önemli nokta o kayıt veya koşulu taraflardan birinin önceden tek başına hazırladığı sözleşme içeriğine dahil etmesi, diğer sözleşen tarafın önceden belirli içerik üzerinde herhangi bir etki ya da katkı yapmamasıdır.